Cezayir, Kuzey Afrika'daki en iyi korunmuş arkeolojik destinasyonlar arasındadır. Akdeniz kıyılarını kucaklayan verimli topraklarda, Constantine, Oran ve başkent Cezayir gibi tarihi şehirler bulunmaktadır. Djemila ve Timgad gibi antik Roma kentleri UNESCO Dünya Mirası alanları arasındadır. Cezayir ayrıca Osmanlı’nın belirgin izlerini taşır. Az bilinen, az gezilen bu ülkede keşfedilecek çok şey bulacaksınız.
Kelime anlamı “Adalar” olan dört milyon nüfuslu başkent Cezayir, yüksek tepelerle çevrili bir körfezin kıyısına kurulmuş. Ünlü Fransız yazar Guy de Maupassant başkent ile ilgili şunları söylemiş: “Göz kamaştırıcı ışığın altında uzanan bu şehir çok güzeldir.” Gerçekten şehre gelenler, arkada yükselen ormanlık tepelerden kıyıya doğru süzülmüş gibi görünen beyaz boyalı çok sayıda yapının etkileyici görüntüsü ile karşılaşır. Peki bu zarif şehrin bir zamanlar Fransa’ya başkentlik yaptığını biliyor muydunuz? İkinci Dünya Savaşı’nın en zor günlerinde Londra’ya kaçan Fransız Hükümeti, başkent olarak o dönem Fransız toprağı olan Cezayir’i ilan etmiş. Şehirde kolonyal binalardan kiliselere, dükkan tabelalarından baget ekmeklere kadar Fransız etkisi bugün de görülebiliyor.
1962 yılında bağımsızlığını kazanan ülkenin başkenti ilan edilen Cezayir’in yukarı kısmında ise bir kültür hazinesi saklı: Kasbah. Türkçedeki “kasaba” sözcüğünden Arapça'ya Kasbah olarak geçen bu yerleşimin kuruluşu Osmanlı’ya, Barbaros Hayreddin Paşa dönemine uzanıyor. Öyle ki buranın yerlileri Türk soyundan geldiklerine inandıklarından, kendilerini asilzade olarak kabul ediyor. Daracık sokakları, kâgir evleri ve ince uzun merdivenleriyle bir labirenti andıran Kasbah’ta tepedeki hisara kadar uzanan yol boyunca görülmeye değer pek çok yapı göze çarpıyor.
Üç asır boyunca Türk himayesinde kalan ülkede, Osmanlı’dan kalan zengin mirasın izini sürüyor, antik Roma döneminden günümüze şaşırtıcı bir şekilde tahribat görmeden gelmiş şehirleri keşfediyoruz. Dahası UNESCO dünya kültür mirası Djemila, Timgad, Tipasa ve Alger Kasbah’ı ziyaret ediyor; yeryüzünün ikinci büyük mağarasını görüyor; Cezayir’in göz alıcı sahil şeridini, yüksek platolarını, vadilerini, kanyonlarını, tarihi köprülerini keşfediyoruz.
Tam dokuz gün boyunca kültür turizminde saklı bir hazine olan Cezayir’i keşfetme fırsatı sunan turumuz, kolayca sahip olunamayacak sayısız deneyim içeriyor.
1. Gün : İzmir - İstanbul - Alger - Tipasa (75 km.) - Cherchell (30 km.) - Alger (100 km.)
İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar THY kontuarında buluşma. Gümrük ve pasaport işlemlerinden sonra,TK2347 sefer sayılı uçak ile saat 03:10 da İstanbul'a hareket. İstanbul Havaalanı Dış Hatlar Terminaline geçiyor ve TK 651 sefer sayılı uçak ile Cezayir'in başkenti Algeria'ya hareket. ediyoruz. Yaklaşık 4 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra.09:55 de Houari Boumediene Havalimanı’na varıyoruz..Gümrük işlemleri sonrası yerel rehberimiz ve tur aracımızla buluşuyor ve Tipasa’ya hareket ediyoruz. Bir diğer antik Roma şehri olan Tipasa, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Hristiyanlık öncesi ve Bizans döneminde varlığını sürdüren tarihi şehrin katıntılarını rehberimizle keşfettikten sonra, öğle yemeğimizi deniz mahsulleri olarak yerel restoranda alıyoruz. Alacağımız yemek sonrası kısa bir yolculuk yapıyor ve Cherchell’e varıyoruz. Bu ufak şehirde Ulusal Şerşer Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Buradaki buluntular ve mozaik eserler oldukça ilgi çekicidir. Geri dönüş yolumuzda ise Romalı kadının mezarı anlamındaki Kbor er Roumia’yı ziyaret ediyoruz. Burası, yerel öğelerin yanı sıra, Helenistik ve Firavunlar Dönemi unsurlarını da barındıran bir taş yapıdır. Burası esasen Mauretanya Kralı 2. Juba ve eşi Kraliçe II. Kleopatra Selenen’in mezarıdır ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Ziyaretimiz sonrası başkente, otelimize geri dönüyoruz. Akşam yemeğini yerel restoranda alıyoruz. Geceleme otelimizdedir.
2.Gün : Cezayir Şehir Turu
Kahvaltının ardından şehir turumuza devam ediyoruz. Bastion 23'ü ziyaret ettikten sonra Cezayir Kasbah'ını geziyoruz ve öğle yemeğimizi Kasbah'taki yerel bir evde alıyoruz. Şehirde ilk olarak hâkim bir tepeye konumlandırılan ve her yerden görülebilinen 92 metre yüksekliği ile görkemli bir anıt olan Makam-ı Şehid, yani Şehitler Anıtı karşılamaktadır. Fransızlar ile yapılan bağımsızlık mücadelesinde hayatını kaybedenleri anmak amacı ile yapılmıştır. Başka bir tepeye Bizans stili olarak 1872’de Fransızlar tarafında inşa edilen Notre Dame d’Afrique Katedrali ve sonrasında Mağribi ve Bizans tarzı karışımı olarak 17. yüzyılda inşa edilmiş olan Ketchaoua Camii’ni ziyaret ediyoruz. Eski bir Osmanlı sarayına kurulmuş olan Ulusal Bardo Müzesi’nde Cezayir tarihi ve sanatını keşfediyoruz. Son olarak Jardin D’Essai du Hamma Botanik Bahçesi’nde keyifli yürüyüş yapıyor ve bu yeşil vahayı geziyoruz. Öğle yemeğimiz tur esnasında alıyor ve gezilerimiz sonrası otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve geceleme otelimizdedir.
3.Gün : Cezayir - Annaba - Guelma (210 km.)
Sabah otelde kahvaltıdan sonra Cezayir Havalimanına hareket. 07:30'daki iç hat uçuşuyla yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra 08:30'da Constantine'e varıyoruz. Havaalanında bizi tur aracımız karşılıyor ve yine bir saatlik yolculuğun ardından Annaba'ya varıyoruz. İlk olarak San Augustin Bazilikası'nı ziyaret ediyoruz. Daha sonra Roma dönemine ait Hippo Regius'u ziyaret ediyoruz. Öğle yemeğimizi alıyor ve Guelma’ya devam ediyoruz. Burada antik Roma tiyatrosunu ve arkeoloji müzesini ziyaret ettikten sonra otelimize geçiyoruz. Akşam yemeği ve gece otelimizde, Bouchahrine Complex.
Gün 4: Guelma – Timgad - Batna (195 km.)
Sabah kahvaltısının ardından Timgad'a doğru yolculuğumuza devam ediyoruz. Antik Roma medeniyetinin Afrika’daki en büyük yerleşim yerinin kalıntıların yer aldığı Thamugadi Antik Kenti’nin yer aldığı UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Timgad’a varıyoruz. Bu tarihi şehirde ilk olarak sadece Roma vatandaşlarının yaşayabildiğini biliyor muydunuz? Bu antik şehirde zarif sütunları, zafer takı ve açık hava tiyatrosu ile ziyaretçilerine “merhaba” diyor. Gezimiz sonrasında öğle yemeğimizi alıyor ve Orijinal bir Numidyen mimari örneği olarak Medracen'in mezarını ziyaret ettikten sonra otele transfer. Akşam yemeği ve geceleme.
5.Gün : Batna - Elkouroub – Constantine (120 km.)
Kahvaltı, Numidia'nın kralı Massinisa'nın mezarını ziyaret etmek üzere Elkouroub'a seyahat ediyoruz. Sonrasında aracımızla Constantine’ye hareket ediyoruz. Derin bir vadi ile çevrili bu kent, “köprüler şehri” olarak anılmaktadır. Kanyonun üzerinden yerden 196 metre yükseklikte bulunan M’cid Köprüsünü göreceğiz. Manzara oldukça etkileyicidir. Bir sonraki durağımız ise Souk el-Ghazal Camii ve çifte minareli Emir Abdelkader Camii’dir. Bugün ayrıca Ahmed Bey Sarayı’nı görecek ve teleferik ile bir gezi de yapıyoruz. Akşam yemeği ve geceleme
6.Gün : Constantine - Djemila - Constantine (240 km.)
Sabah kahvaltısı sonrasında Constantine'e şehir turumuza devam ediyoruz. Şehrin antik Roma dönemine ait Tiddis kalıntılarını ve Cirta Ulusal Müzesi'ni ziyaret ediyoruz. Tarihi merkez La Medina'ya yürüyüş yapıyoruz. Seyahatlerimizin ardından Dejemila'ya geçiyoruz. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuktan sonra UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alan "Güzel Olan" olarak bilinen Djemila'ya varıyoruz. Öğle yemeğinden sonra rehberimiz eşliğinde bu tarihi kasabayı keşfediyoruz. eski adı ile Cuicul olan bu tarihi şehri rehberimiz eşliğinde keşfediyoruz. Sonrasında bir saatlik yolculuk yapıyor ve Setif’e varıyoruz. Burası Roma döneminde bölgenin başkenti konumundaydı. Roma dönemi buluntu eserlerin ve mozaiklerin sergilendiği Setif Müzesi’ni geziyoruz. Şehir merkezindeki Fransız kolonyal dönemden kalma El Fouara Çeşmesi görüyor ve bölgede yürüyüş yapıyoruz. Ardından otelimize dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelimizde.
7.Gün : Constantine - Oran
Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası havalimanına transfer olacağız. Cezayir Havayolları’nın Alger aktarmalı uçağı ile saat 13:15 de Oran şehrine varıyoruz. Akdeniz kıyısındaki bu şehir, birçok etnik grubu, faklı dini ve kültürü bir arada barındırmaktadır. Şehir, İspanyol ve Fransız işgali altında kalmış ve bu durum mimarisine de yansımıştır. Cezayirlilerin, Fransızlara karşı çok zorlu şartlar altında ve ağır bedel ödeyerek verdiği bağımsızlık mücadelesinin etkisi ile başkaldırının sesi olarak ortaya çıkan Rai Müziğin doğduğu yerdir Oran. Gezimiz sırasında İspanyollar tarafından inşa edilen ve 16. yüzyıla tarihlenen Santa Cruz Kalesi ve Kilisesi'ni ziyaret ediyoruz. Bu yer hakim bir tepe üzerinde bulunduğu için şehre ve denize muhteşem bir manzara sunmaktadır. Kuzey Afrika’nın en büyük sinagogu olan Oran Sinagogu’nu, Ahmed Zabana Ulusal Müzesi’ni (Ahmet Zabana Ulusal Müzesi Arkeolog Louis Demaeght in çalışmaları ( 1800 lü yıllar) da açılmıştır. Kendisi Cezayir in bağımsızlık mücadelesinde görev yapmış ulusal kahramanlarındandır ve Fransızlar tarafından giyotin ile idam edilmiştir. ) ve Bey’in Sarayı’nı görüyoruz. Osmanlı döneminde, 1792 yılında yaptırılan “Bey Sarayı” nın İçinde; divan, harem ve özel hanımların kaldığı bölüm bulunmaktadır. Fransa’nın işgalinden sonra burası komuta merkezi ve genel valinin ikametgahı olarak düzenlenmiş. İçerideki yapılar incelendiğinde hem Osmanlı hem de Fransız dönemine ait izlere rastlayabilirsiniz. Tavandaki orijinal Osmanlı süslemeleri ile Fransız dönemi kolonlar dikkat çekmektedir. Ulusal miras olarak kabul edilen Bey Sarayının bahçe bölümü tamamen Fransız dönemine aittir. Gezilerimizin ardından otelimize gidiyor ve yerleşiyoruz. Serbest zaman. Akşam yemeğimizi alıyoruz. Geceleme otelimizde.
Not: Uçuş ve zaman darlığı nedeni ile bugün öğle yemeği dâhil değildir.
8.Gün : Oran - Tlemcen (320 km.)
Kahvaltının ardından otelimizden ayrılıyoruz. Yaklaşık 2.5 saat sonra Ain Fezza'ya varıyoruz. Ain Fezza’ya varıyoruz. Burada, yaklaşık 57 metre derinliğe ulaşan, 700 metre uzunluğunda ve 65 bin yıl önce oluşmuş mağarayı ziyaret ediyoruz. Burası dünyadaki en büyük ikinci mağaradır. Mağaradaki birçok sarkık ve dikitler görülebilir. Mağaradaki hava sıcaklığı yıl boyunca 13 derecede civarındadır. Mağara ziyareti sonrasında öğle yemeğimizi yerel restoranda alıyoruz. Sonrasında 10 dakika mesafede bulunan El Ourit Şelalesi’ni görüyoruz. Burada şelalenin hemen yakınlarında, Eyfel Kulesi’ni de inşa eden Gustav Eyfel tarafından yapılmış köprüyü görüyoruz. Ziyaretimiz sonrasında Tiemcen’e ulaşıyoruz. Burada gerçekleştireceğimiz gezide, Sidi Boumediene Camii’ni ziyaret ediyoruz. Burası, Sufiler için bir haç noktası gibi ziyaret edilen camiymiş. Yaklaşık 900 yıl önce inşa edilen Tiemcen Büyük Camii ile 1335 yapımı İspanyol duvarlı El Mansourah Camii ziyareti ile gezimizi tamamlıyor ve şehri kuşbakışı görmek üzere Lalla Setti Tepesi’ne gidiyoruz. Gezilerimiz sonrası otelimize giriş yapıyor ve kısa dinlenme sonrası akşam yemeğimizi alıyoruz. Geceleme
9.Gün : Oran - İstanbul - İzmir
Kahvaltının ardından panoramik yürüyüş turumuz sırasında, şehrin kalbi olarak bilinen 1 Kasım Meydanı, ( Place du 1er November ) ve ortasındaki anıt ve etrafındaki güzel binalar ile her daim canlı olan şehrin ana meydanını göreceğiz. Anıtın tepesindeki heykel Zafer tanrıçası Nike ye aittir. Anıtın sütunlarının üzerindeki resimler ise ulusal kahraman Abdülkadir El-Cezairi ye aittir. Havalimanına transfer. İstanbul'a dönüş için saat 13:30'da TK 494 sefer sayılı uçak ile İstanbul’a hareket. TK 2344 sefer sayılı uçak ile saat 22:00 de İzmir'e hareket saat 23:10 da İzmir'e varış ve turumuzun sonu.