Atlas Dağlarının engebeli zirvelerinden Akdeniz’in güneşli kumsallarına ve Sahra Çölünün uçsuz bucaksız altın kumullarına kadar Cezayir turistlere doğal güzellikler, tarih ve çok farklı bir kültür sunar. Tarihi Roma kentlerini gezerken veya hareketli pazarlarda dolaşırken, ya da çöl vahalarının dinginliğini yaşarken Cezayir’in farklılıklarını keşfetmiş olacaksınız.
Cezayir; kültürlerin uyum içinde harmanlandığı, geleneklerin, dillerin ve yaşam tarzlarının canlı bir dokusunun oluştuğu bir ülke. Atlas Dağları'ndaki Amazigh köylerinden tarihi şehirlerindeki Arap-Endülüs etkilerine, M'zab Vadisi'nin dünya şehir mirası geleneklerinden, Güney Sahra'daki Tuareglerin mistik yaşam tarzına kadar Cezayir'in kültürel mirasının keşfedilmesini bekleyen enteresan bir mozaikle karşılaşacaksınız. Cezayir’in her bölgesi, sanatıyla, kültürüyle, müziği ve mutfağıyla kendine özgüdür. Bu özeliği ile yüzyıllarca süren tarihin şekillendirdiği bir ulusun özünü oluşturur. Bu özü keşfetmeye ne dersiniz ..
Üç asır boyunca Türk himayesinde kalan ülkede, Osmanlı’dan kalan zengin mirasın izini sürüyor, antik Roma döneminden günümüze şaşırtıcı bir şekilde tahribat görmeden gelmiş şehirleri keşfediyoruz. Dahası UNESCO dünya kültür mirası Djemila, Timgad, Tipasa ve Alger Kasbah’ı ziyaret ediyor; Cezayir’in göz alıcı sahil şeridini, yüksek platolarını, vadilerini, kanyonlarını, tarihi köprülerini keşfediyoruz. Peki bu zarif şehrin bir zamanlar Fransa’ya başkentlik yaptığını biliyor muydunuz? İkinci Dünya Savaşı’nın en zor günlerinde Londra’ya kaçan Fransız Hükümeti, başkent olarak o dönem Fransız toprağı olan Cezayir’i ilan etmiş. Şehirde kolonyal binalardan kiliselere, dükkan tabelalarından baget ekmeklere kadar Fransız etkisi bugün de görülebiliyor.
1962 yılında bağımsızlığını kazanan ülkenin başkenti olarak ilan ettiği Cezayir’in yukarı kısmında ise bir kültür hazinesi saklı: Kasbah. Türkçedeki “kasaba” sözcüğünden Arapça'ya Kasbah olarak geçen bu yerleşimin kuruluşu Osmanlı’ya, Barbaros Hayreddin Paşa dönemine uzanıyor. Öyle ki buranın yerlileri Türk soyundan geldiklerine inandıklarından, kendilerini asilzade olarak kabul ediyor. Daracık sokakları, kâgir evleri ve ince uzun merdivenleriyle bir labirenti andıran Kasbah’ta görülmeye değer pek çok yapı göze çarpıyor.
1.GÜN : 25 Ekim 2025, Cumartesi : İZMİR -SABİHA GÖKÇEN - ALGERS
İzmir Adnan Menderes Havalimanı iç hatlarda saat 06:30 da buluşma. Bilet ve pasaport işlemleri sonrası saat 07:55 uçağı ile Sabiha Gökçen’e hareket; Pasaport işlemlerinden sonra saat 11:00 uçağı ile Cezayir hareket ediyoruz. Yaklaşık 3:30 saatlik bir uçuş sonrası Saat 12:45 de Cezayir şehrinin Houari Boumediene Havalimanına varış. Gümrük işlemleri sonrası yerel rehberimiz ve tur aracımızla buluşuyor ve ardından otele transfer oluyoruz. Cezayir’de ilk durağımız, Memorial du Martyr olacak. Burası Kuzey Afrika ülkesinin hafızasındaki önemli aşamalarının geçtiği tarihi tanığı olarak görülür. Bu etkileyici anıt, şehrin ana simgesidir. 1982 yılında bağımsızlık savaşı sırasında hayatlarını kaybeden tüm Cezayirlilerin anısına inşa edilmiştir. Cezayir liman bölgesinin mükemmel manzarasına hakim bir noktadır. Anıtın sağ tarafında bulunan müzede ise Fransa bağımsızlık savaşına adanmış ve bu mücadelenin tüm öncülerini ve Fransa'nın onu bastırma girişimini anlatmakta; Cezayir’de ilk olarak sömürgeciliğe karşı mücadelenin nesnelerini ve anılarını toplamayı, korumayı ve sergilemeyi amaçlamış. 1830 Fransız işgaliyle başlayan ve 1944 teki Setif, Konstantin ve Guelma ayaklanmasından 1962 Bağımsızlık gününe kadar olan tarihsel gelişim anlatılmaktadır. Oysa, gerçek şu ki, hikâye Fransız kuvvetlerinin ülkeye girdiği 1830'ların başına kadar uzanıyor. Meydanın adı, karşısındaki Ketşave Camisi ile de ilişkilendirilir. Otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme.
2. GÜN : 26 Ekim 2025 Pazar ; SETİF – TİDDİS - KONSTANTİN
Kahvaltı. Setif'teki Djemila Milli Parkına Hareket: Djémila bölgesi, Setif kasabasının 50 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Antik adı Cuicul olan Djémila, Nerva döneminde (MS 96-98) kurulan antik bir Roma kuruluşudur ve Roma kasabası benzersiz bir savunma konumundadır. Cuicul, Kuzey Afrika'daki Roma mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Dağlık alanın kısıtlamalarına olağanüstü bir şekilde uyum sağlayan, Guergour Vadisi ile Betame Vadisi arasında, 900 m rakımda uzanan kayalık bir çıkıntıda yer alan kasabanın kendi Senatosu ve Forumu bulunmaktadır. 3. yüzyılın başlarında, Septimius Severus Tapınağı, Caracalla Kemeri, pazar yeri ve sivil bazilikanın inşasıyla surların ötesine genişlemiştir. Alan ayrıca, çeşitli kült yapıları ile Hristiyanlığın izlerini taşımaktadır: Bir katedral, bir kilise ve vaftizhane, Paleo-Hristiyan döneminin en büyükleri arasında kabul edilir. Djémila alanı, mitolojik öyküleri ve günlük yaşamdan sahneleri betimleyen etkileyici bir mozaik döşeme koleksiyonuna sahiptir. Akşam yemeği ve konaklama
3. GÜN: 27 Ekim 2025 Pazartesi; KONSTANTİN
Sabah kahvaltımızı aldıktan sonra, tam gün Konstantin şehir gezimizi yapacağız. Şehrin Antik Roma döneminden kalma Tiddis kalıntılarını ve Cirta Ulusal Müzesi'ni ziyaret ediyoruz. Derin bir vadiyle çevrili olan ve "köprüler şehri" olarak bilinen Konstantin'e transferimizin ardından, kanyonun 196 metre yukarısında bulunan M'cid Köprüsü'nü ziyaret ediyoruz; buradan manzara oldukça etkileyicidir. Tarihi merkez medinada yürüyüş turumuzu yapıp Souk el-Ghazal Camii ve çift minareli Emir Abdelkader Camiilerini göreceğiz. Bugün ayrıca Ahmed Bey Sarayı'nı görüp teleferik yolculuğu yapacağız. Otele transfer. Akşam yemeği ve geceleme.
4. GÜN: 28 Ekim 2025 Salı ; KONSTANTİN – TİMGAT – GOUFFİ – BİSKRA
Kahvaltının ardından, Tuzla'da (tuz üretiminin yapıldığı büyük Chott) mola vererek 120 km uzaklıktaki Batna'ya karayoluyla hareket. Afrika'nın en büyük antik Roma uygarlığı yerleşiminin kalıntılarını barındıran Thamugadi antik kentinin de yer aldığı UNESCO Dünya Mirası Alanını ve orijinal Numidya mimarisinin bir örneği olan Medracen'in mezarını ziyaret ediyoruz. Antik çağlarda Thamugadi adını taşıyan ve İmparator Trajan tarafından kurulan Roma şehri Les Balcon du Ghoffi'yi ziyaret edeceğiz. Batna'daki Ghasira komününe bağlı olan Gouffi balkonları, bölgenin tanınmış turistik yerleri arasında yer alır ve bu özelliğiyle Ziban'ın başkentine bakan önemli bir doğal turizm merkezidir. Gouffi bölgesi, dağlık bir yapıyı yarı çöl ikliminin özellikleriyle birleştirir. "Goufi bölgesini ziyaret edenlerin çoğu, bölgenin önemli arkeolojik, turistik ve tarihi önemine, özellikle de Beyaz Vadi'ye bitişik meyve bahçelerinin yanı sıra Goufi'nin güzelliğini artıran balkonlar ve kalelerle karakterize edilen pitoresk manzaraya odaklanır. Ardından, karayoluyla Biskra'ya gideceğiz. Akşam yemeği ve geceleme.
5. GÜN: 29 Ekim 2025 Çarşamba ; BİSKRA – GHARDAİA ( 529 km.Yaklaşık 7 Saat)
Kahvaltı sonrası bugün uzun bir karayolu yolculuğumuz olacak. Ghardaia'ya gitmek üzere otelimizden ayrılıyoruz. Touggourt'ta kısa bir mola vereceğiz. Touggourt, Cezayir'in kuzeydoğusundaki Vadi RʾHir bölgesinin başkentidir. Sahra'da, Vadi Igharghar vadisinde yer alır. Kuzey ve güneyde kum tepeleri ve tuz gölleri, batıda ise küçük tepeler bulunur. Kurumuş çamur veya kil taş binaları, dolambaçlı sokakları ve göz kamaştırıcı beyaz kemerleriyle tipik bir Sahra kasabasıdır. Alçak evlerin üzerinde devasa bir kale minaresi ve Kaşbah'ın saat kulesi yükselir. Artezyen kuyularıyla beslenen vahada hurma ağaçları, tahıl ve sebze yetişir. Eski Sahra-ötesi kervan yollarının kavşağında bulunan Touggourt, hurma gemileriyle hurma getirir ve hayvancılık, halı ve dokuma kumaş ticareti yaparlardı. Skikda'dan gelen demiryolunun son durağı ve Güney Cezayir'deki Djanet'e giden motorlu taşıt yolunun da başlangıcıdır. Kuzey Afrika’da genellikle Berberilerin ağırlıklı olarak yaşadığı Ksar Temerna'ya varış. Halkın geleneksel kurallara göre yaşadığı bu bölge bir tür müstahkem köydür. Temerna Kalesi, Cezayir'in doğu çölünün en eski şehirlerinden biri olarak kabul edilir ve "Reegh Vadisi"nde uzun bir geçmişe sahiptir. Öğle yemeğini Oasis'te yedikten sonra Ghardaia yönüne doğru tekrar yolculuğumuz devam edeceğiz. Varışla birlikte otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme.
6. GÜN: 30 Ekim 2025 Perşembe : GHARDAİA
Kahvaltı sonrası tüm gün, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Gardaia Vahası'nda olacağız. Vaha, karakteristik geleneksel mimariye sahip 5 köyden oluşmaktadır. Sahra Çölü'nün kalbindeki bu muhteşem vaha, 10. yüzyılda inşa edilmiştir. Dönemin beceri ve teknik yetenekleri, suyu nasıl kontrol ettikleri ve limon, zeytin, hurma, incir ve asma gibi ağaçların nasıl yetiştirildiği göz önüne alındığında dikkat çekicidir. Bzab sakinleri sıkı ahlak ve geleneklere sahip, sıkı aile bağları olan özel bir Müslüman topluluğudur. Şehirdeki erkekler hala geleneksel kıyafetlerini giyerken, kadınlar baştan ayağa örtülüdür ve başlıklarında sadece dışarıyı görebilecekleri küçük bir delik bırakılmıştır. Topluluk ayrıca, fotoğraflarının çekilmesini rahatsız edici bulmaktadır.Tam günlük turumuzda, vahanın tarlalara ve bahçelere su taşıyan küçük barajlar ve yeraltı kanallarından oluşan mükemmel su yönetim sistemini göreceğiz. Ardından Ghardaia'nın eski kentinde ve hareketli pazarında dolaşacağız. Beni Isguen, MS 14. yüzyılda İbadi Berberileri tarafından kurulmuştur. Beni Isguen, 1982 yılında M'Zab Vadisi'nin bir parçası olarak UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır. Öğleden sonra yapılan açık artırma, yüzlerce yıldır aynı şekilde değişmeden yaşamış bu şehre benzersiz bir renk katar. Beni Isguen müstahkem şehri, Cezayir'deki Sahra Çölü'nde yalnızca bir vaha değil, aynı zamanda dünyanın modernleşmesinden etkilenmemiş dindar bir şehirdir. Beni Isguen halkı çoğunlukla esnaf ve şehrin tarımsal ihtiyaçlarını karşılayanlardan oluşmaktadır. Yaklaşık 6.800 kişilik toplam nüfusuyla, İslam dinine sıkı sıkıya bağlı bir yaşam sürmekte ve Cezayir mirasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu şehre girmek için yetkili bir rehber gereklidir. Ziyaretçilerin bir rehber veya topluluk üyesi eşliğinde olmadan şehre girmelerine izin verilmiyor. Şehrin dışındaki duvara çizilmiş resim, ziyaretçilere şehir içinde köpeklere izin verilmediğini ve fotoğraf çekmelerine izin verilmediğini hatırlatmak içindir. Ayrıca uyulması gereken katı bir kıyafet kuralı da vardır. Kısa kıyafet giyen ziyaretçilerin içeri girmesine izin verilmiyor, çünkü bacak ve kollarının örtülmesi gerekiyor. Şehre yabancı olanların gece vakti şehri terk etmeleri gerekiyor, bu nedenle burada ziyaretçiler için konaklama imkânı bulunmuyor. Ziyaretçiler şehrin bazı kısımlarını keşfedemezler, ancak rehberler sizi koridorlar ve yollardan oluşan labirentte güvenli bir şekilde gezdirerek gözetleme kulesi ve cami gibi önemli yerlere ulaştıracaktır. Şanslıysanız, ziyaretçiler topluluğun meşhur ayrıntılı çanak çömlek parçalarına ve nefes kesici halılara, mücevherlere ve pirinç eşyalara bir göz atabilirler. Beni Isguen vahasına yapacağınız bir ziyaret kesinlikle eşsiz bir deneyim olacaktır. Ziyaretçilere gösterdikleri hoşgörü, şehrin büyük surlarının ardında saklı kalacak yaşam tarzlarının görülmesi için bir fırsat olacaktır. Gün batımından önce Beni Igen'den ayrılacağız, çünkü o zaman "Kutsal Şehir"in kapıları yabancılara kapanacaktır. Akşam yemeği ve geceleme.
7. GÜN: 31 Ekim 2025 Cuma ; GHARDAİA – CEZAYİR – TİPASA
Kahvaltının ardından 08:30-10:10 saatleri arasında Cezayir'e uçuş için havalimanına hareket. Cezayir’e varışla birlikte Yerel rehberimiz ve tur aracımızla buluşup Tipasa'ya doğru yola çıkıyoruz. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan bir diğer antik Roma kenti olan Tipasa’da. Hristiyanlık öncesi ve Bizans dönemlerinde varlığını sürdüren şehrin kalıntılarını keşfettikten sonra,yerel restoranda deniz ürünlerinden oluşan bir öğle yemeği yiyoruz. Yemeğimizin ardından kısa bir yolculuk yapıp Cherchell'e varıyoruz. Bu küçük kasabadaki Ulusal Kötülük Müzesi'ni ziyaret ediyoruz. Buradaki buluntular ve mozaik eserleri oldukça ilgi çekici bulacaksınız. Dönüş yolunda, Romalı kadının mezarı anlamına gelen Kbor er Roumia'yı ziyaret ediyoruz. Taş bir yapı, Helenistik ve Paranoyak dönemlere ait unsurların yanı sıra yerel unsurlar da içeriyor. Mauretania Kralı II. Juba ve eşi Kraliçe II. Juba ağırlıklı olarak burada yaşamışlar. Kleopatra Selene’nin mezarı olan bu yapı, UNESCO'nun tehlike altındaki dünya kültür mirası listesinde yer almaktadır. Ziyaretimizin ardından başkente ve otelimize dönüyoruz. Akşam yemeğimizi yerel bir restoranda yiyoruz.
8. Gün: 01 Kasım 2025 Cumartesi ; CEZAYİR
Kahvaltının ardından 23. Tabya ziyareti ve Cezayir Kasbahı'nda yerel bir evde öğle yemeği. Başka bir tepeye Bizans stili olarak 1872’de Fransızlar tarafından inşa edilen Notre Dame d’Afrique Katedralini ve sonrasında Mağribi ve Bizans tarzı karışımı olarak 17. yüzyılda inşa edilmiş olan Ketchaoua Camii’ni ziyaret ediyoruz. Eski bir Osmanlı sarayına kurulmuş olan Ulusal Bardo Müzesi’niAlışveriş için eski şehir merkezine gidiyor ve serbest zaman veriyoruz. Akşam yemeği ve geceleme
9. Gün: 02 Kasım 2025 Pazar ; CEZAYİR – Sabiha Gökçen – İZMİR
Kahvaltı ve otelden ayrılış. Havalimanına transfer. Saat 13:00 uçağı ile İstanbul aktarmalı İzmir’e uçuş. 18:35 de İstanbul’a varış. 2130 uçağı ile İzmir’e uçuş ve turumuzun sonu.