Olay Salcan Güney Amerika ve Karadeniz Yazısı

Olay Salcan'ın Turizm Haberleri sitesinde yayınlanan ve iltifatları ve güzel yorumlarıyla bizi şımarttığı yazısını buraya aktarıyoruz. Akıcı dili ve zevkli fotoğrafları ile hoşunuza gidecek bir yazı olduğunu düşünüyoruz.

İKİ TUR ANILARI

Güney Amerika ve Doğu Karadeniz

Geçen sene birkaç arkadaşımla birleşerek Güney Amerika'ya bir gezi yapmayı planladık ve zamanımız da az olduğu için bu geziyi on beş gün içerisine sığdırmaya çalıştık. Güney Amerika'da bulunan tüm ülkeleri bu sınırlı gün sayısı içerisinde gezmek mümkün olamayacağından, ülke sayısını azaltmak durumunda kaldık. En önemlisi de hangi ülkeleri bu gezimize dahil edeceğimizdi. Bölgedeki ülkelere baktığımızda hepsi ayrı ayrı son derece önemli ülkelerdi.

Emin olun karar vermekte son derece güçlük çektik ve sonunda gezimizi yalnızca Peru ve Bolivya'yı kapsayacak şekilde yapmaya karar verdik. Bu ülkelerde de görülmesi gereken tüm önemli yerleri gezi planımız içerisine aldık. Yaptığımız araştırma sonucunda görmek istediğimiz yerleri gezebilmek için ondan fazla uçakla, defalarca trenle ve tekne ile seyahat etmemiz gerekiyordu. Bir yerde bir geceden fazla kalmamız söz konusu olamıyordu. Güney Amerika da bizim hiç gitmediğimiz bir bölge olduğundan araştırmalar yaptıkça tereddütlerimiz de artıyordu.

Bu arada güzel bir tesadüf eseri İzmir konuşlu Pastoral Tur isimli bir firmanın da aynı ülkeleri kapsayan THY uçuşlu bir turu programına aldığını öğrendik. Tur bizim gezmeyi arzu ettiğimiz yerlerin tamamını kapsadığı gibi daha da fazlasını programına almıştı. Fiyat düşündüğümüzden de makul olduğu için yaptığımız tüm çalışmayı bir kenara bırakarak Pastoral Tur'un bu gezisine katıldık. Turun sonucunda da ne kadar doğru bir karar verdiğimizin mutluluğu içerisinde son derece iyi bir geziyi tamamladık.

Peru'da gördüğümüz Lima, Paracas, Arequipa, Cusco, Nasca çizgileri, Tiki Kaka gölü gezinin göz alıcı yerleriydi. Şüphesiz ki en göz alıcı ve popüler olanı, etkili konumu ve mimari yapısı ile Machu Picchu idi. Özellikle Ballestas Adalarındaki yüzlerce cins kuş, fok, penguen ve pelikanları doğal ortamlarında görmek ve onlara dokunma mesafesinde olabilmek heyecan verici idi. İnka medeniyetini tanımak ne kadar güzel olsa da onların yok oluşlarının hikayesini dinlemek hüzün vericiydi.

Bolivya'yı da Peru ile benzerlikler gösteriyor olmasına rağmen kendine özgü kültürü ile tanıma fırsatımız oldu. Copacapana ve La Paz en çok dikkati çeken şehirleri. Hele La Paz hava alanı, son derece enteresan. Uçağın hava alanına inmesi için alçalmak yerine yükselmesi gerekiyor. Çünkü şehir deniz seviyesinden çok yüksekte ve devamlı yükseliyorsunuz. Yine şehre yaklaşırken uçağın, iki tarafı dik dağlarla çevrili bir koridorda yol alması, son derece enteresandı. Dağların görüntüsü insana ürküntü verirken güzelliği karşında duyduğunuz şaşkınlık ön plana çıkıyor. Sanki macera filmlerinde, filmin içerisinde yaşıyor gibisiniz. Görülmeye değer bir manzara ve yaşanası bir an. Geziyi tamamlayıp Sao Paola, Brezilya hava alanından Türkiye'ye dönmek için uçağımıza binerken, seyahatimizde gördüğümüz yerleri ve yaşadıklarımızı bir kere daha çok kısa süreli film şeridi gibi görebilmenin hayali içerisinde tam uçağın merdivenlerindeyken geriye dönüp uzayıp giden boşluğa bakıyoruz.

Aradan yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen, bu gün bu yazıyı yazarken bile aynı heyecanı yaşıyor ve aynı keyfi alıyorum. Bunun tek sebebi de, Pastoral Tur'un üstün bir gayret göstererek hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan, profesyonelce planladığı ve kaliteli bir rehberlik hizmeti ile birlikte bizlere sunduğu turdur.

Bu sene bayramda Pastoral Tur'un Doğu Karadeniz ve Gürcistan'a bir hafta süreli bir tur programı planladığını öğrendik. Arkadaşlarımın bu tura katılma teklifine, Pastoral Tur'un Güney Amerika gezimizde ulaştığı üst düzey kaliteyi hatırlayınca hiç tereddüt etmeden olumlu cevap vererek yollara düştük.

Erzurum'a uçakla başlayan ve oradan otobüsle Kars, Tiflis, Batum ve sonra Doğu Karadeniz yaylaları ile devam eden, sonunda Trabzon'dan uçakla Ankara'ya dönüşle sonlanan yolculuğumuz başladı. Uzun seneler sonra Erzurum ve Kars'ı tekrar görmek heyecan verici idi. Anadolu'yu bu kadar çok gezmeme rağmen Doğu Karadeniz ve yaylalarını hiç görmemiştim. Her zaman gezi planımda olmasına rağmen nedendir bilemiyorum olmadı. Bu da büyük bir fırsattı. Sonunda gerçekleştirdim.

Erzurum ve Kars'ın yanında her zaman güncelliği ve popülaritesini koruyan Hani Harabeleri'ni de görmek geziye ayrı bir güzellik kattı. Cennetin dünyadaki yansıması olduğu düşüncesinden kendimi alamadığım Karagöl'ü gördükten sonra, Sahara Milli Parkı'ndaki bungalovlarda doğa ile içi içe geçirdiğimiz rüya gibi gecenin sabahında Türkgözü Sınır Kapısından Gürcistan'a giriş. Yemyeşil doğası ile Gürcistan ve onun kendine özgü geleneksel dokulu başkenti, Tiflis. Daha sonra da gelişmekte olan modern yapısı ile Karadeniz'in inci tanesi olan şehirlerinden birisi, Batum.

Sarp Sınır Kapısı'ndan tekrar Türkiye'ye dönüş. Hopa, Ardeşen, Zilkale, Ayder Yaylası, Uzungöl ve Sümela Manastırı. Son durak, Trabzon ve uçağa binerek Ankara'ya dönüş.

Rüya gibi Doğu Karadeniz, yaylalar ve Gürcistan. Bir de bunlara ilave Doğu Anadolu'nun güzel şehirleri Kars ve Erzurum. Daha da ilerisi Hani Harabeleri. Bunlar rüyada gördüklerimizin belli başlı olanları, ya yolumuzun üzerinde gördüğümüz Ardahan, Artvin, Şavşat, Rize, Hopa ve Sürmene. Bir haftaya sığdırmaya çalıştığımız bir gezi.

Bu kadar yoğun bir programı aksatmadan yürütmenin sorumluluğunu kendine güvenerek üzerine almış olan Pastoral Tur, bilgi, tecrübe ve becerisi ile bu zor turun altından son derece başarılı bir şekilde kalkmasını bildi. Önemli hiç bir sorun ve programda bir aksama yaşanmadan tur tamamlandı. Kendilerini kutluyorum.

Yukarıda belirttiğim iki gezilerinde gördüğüm ve yaşadığım başarılarından kuvvet alarak Kasım 2014 ayı içerisinde birkaç arkadaşımla yapacağımız Kolombiya, Panama, Guatemala, Hondouras ve Meksika gezisinde Pastoral Tur'un aynen Peru, Bolivya turunda olduğu gibi desteğini istedik. Pastoral Tur'un sahibi Sayın Yeşim Arıkan, bu isteğimizi büyük bir coşku ve tevazu ile kabul etmek nezaketini gösterdiler. Yoğun işlerinin arasında titiz bir çalışma yaparak görülmesi gereken yerleri bizlerle de koordineli olarak belirleyerek bir program haline getirdiler. Kasım ayının ikinci haftasında Orta Amerika ülkelerine yapacağımız geziyi, en az yukarıda anlatmaya çalıştığım iki gezimiz kadar iyi olacağının güvencesi içerisinde heyecanla bekliyoruz. Bundan sonraki yazımda buluşmak üzere hoşça kalınız. Saygılarımla.

 

YUKARI