2008 Hindistan Turumuzdan Anılar

Hindistan Anılarını Yaşıyorum Güvendik'te

Başlangıç Mantrası: 

“Evren hepimizi korusun,

Hepimizi beslesin.

Birlikte büyük bir enerji ile çalışalım.

Çalışmamız aydınlatıcı olsun ve meyve versin.

Birbirimizden nefret etmeyelim.

Om, huzur, huzur, huzur...”

Birikmiş anıları okuyorum. Yıkık evlerde Güvendik’te. Kiminin duvarda iki penceresi kalmış. Kiminin dört duvarı damsız. Taş duvarları kuru otlar bürümüş, selviler altında saklananlar çürümüş. Birikmiş anıları okuyorum, dev selvilerde  Güvendik’te.

Dans edince Güvendik yeli, Ganj’ın gürleyen sesi sarar, özlemler ok atar. Ören yerler, kimsesiz evler ve yenilerle , birikmiş anıları okuyorum Güvendik’te.

Buluttan taçlar takmış Himalaya’lar. Eteğine tutunmuş kıvrım, kıvrım yollar. Yağmur yağar, vadilerden gümüş akar. Sağımızda, yüzü ıslak, ağlayan sarp kayalar, solumuzda uçurumlar. Birbirine aşıkçasına bakan yeşil giysili, bin bir çeşit dev ağaçlarla süslü, karşılıklı , sıralanmış görkemli genç Himalaya’lar...Ve ortasından Ganj nehri gürül, gürül, azgın, ürkütücü akar, akar…Ganj’ın kaynağına doğru gidiyoruz. Her yer, aynı tonda yemyeşil, ıslak. Üşürüm içim sızlar. 5 Temmuz2005 Himalaya’ların dibinde muson yağmurlarına tutulup, sel baskını sonrası, Netala motelinde kaldığımız geceyi, düşleyince Güvendik’te, Hindistan anılarını yaşarım.

Rişikeş’te günü yaşamanın coşkusunu, gün bitimi, kutsal Ganj’la son kez öpüşüp renkli pırıltılarla, usul, usul geceyle kucaklaşmaya giden güneşe bakarak, her yaştan genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk, gezgin, yabancı, şarkılar, mantralar çalıp söylerler...

“Om name nareye nara”

“Dünyayı koruyan  tanrının önünde eğiliyorum.”

Ellerindeki mumları, çiçekleri sallayarak neşeyle dans ederler. Çiçekleri sevgiyle Ganj’a sunarlar. Ellerini havaya kaldırırlar;

“Ganj insan ayırmaz..Tatile çıkmaz...Bunları yaparsan  hayatın bayram olur..En önemli şey teslimiyettir..”  Ellerini havaya kaldırırlar;

“Ganj’a ve yaşama teslim oluyoruz.”

Gözlerimle alışveriş yaparım, dilsiz ben. Zeynep’e sor ve çevir lütfen derken, Hindistan anılarını okuyorum, Guru Raghuram’ın ders notlarında, güllenen dilimle Güvendik’te…

Yumunca gözlerimi Hindistan’da olurum. Özlemler güreş tutar. Himalaya’lar, Ganj nehri Agra Kalesi, Akbars’ın sarayında, gözüme perde gerer duyan duvarlar. “Duvarların bile kulağı vardır.”sözü burada yaşama geçmiş. Fısıltıyla konuşurlar, başka duvardan söylediklerini duyarım,

Kadınlığımı taçlandırır, Taç mahal.

Ve bir Hint deyişi; “ Nerede kadına saygı varsa Tanrı ordadır.”

Hayran, hayran Taç Mahal’i gezerken, sokulur yanımıza yaşlı bir rehber.” Şah Cihan, çok sevdiği eşi Mümtaz Mahel  için, Taç Mahal’i yaptırır. Sevgisiz oğlu prens Evrengzib Şah Cihan’ı Agra Kalesinde tutsak eder. Agra’dan Taç Mahal’e bakakalan, acılı duygularını Yamuna nehrine akıtan Şah Cihan’a “ Ne yiğit sevenmişsin!” “Ne sonsuz aşkmış.” derken, Eski aşıklar dile gelir;  Ferhat ile Şirin’e, Kerem İle Aslı’ya, Arzu ile Kamber’e türküler yakarım. Kendim burada, aklım cirit oynarken Güvendik’te... Hindistan anılarını yaşarım.

Ya sıcak, ya çiseleyen yağmurlu, ıslak yollarda yürürken, “Nameste” diyerek, yalınayak tapınaklarda gezerken, alnımıza sürülen kırmızı boyalarla, Tanrı’nın görevlerini bölüşen yeniden, yeniden bedenlenen heykellerle, Buda, Krişna, Vişnu; Rama, Lakşimi, Şiva, Ganeş... Efsaneler ayaklanır, Türkistan’daki atalarım “Şaman Şöleni”ne çağırır. Çıplak, ıslak kirlenmiş ayaklarıma bakınca, Hindistan’da tertemiz Türkiye’mi yaşarım.

Sokaklarda gezinir sığırlar ( inekler, öküzler, mandalar) bazen de domuzlar, maymunlar. Yağmur giysili, Himalaya duruşlu yarı çıplak yogiler… Mango, ananas, papaya yiyip, mutluluk içtiğim günler, avuç açan dilenciler, dumanlı gökyüzünün, gökkuşağı “sari’li kadınlarla Hindistan anılarını yaşarım.. İncir, dut, kayısı, nar ağaçlarının altında Güvendik’te.

Anılar görür, swamileri, yoga yaptığımız Aşram’ı, ciğerime işleyen, gülümseyen, güzel mutlu, Hintli  kadınları, çocukları düşününce, ”Sevgi” ve “Hazan” bebeğin  her gülüşünde Güvendik’te. Hindistan anılarını yaşarım.

Delhi’de “Ulusal Müze”deki Hintli Tanrılarla, dev Lotüs   görünümündeki Bahai tapınağında, Sai Baba türbesindeki, mermer ayak izine yüz süren Hintli, Müslümanlarla;

“Çocukluğumda köyde, şimdi Hatay’ da (Antakya) “Laiklik inanç çoğulculuğunun güvencesidir” deyişinde dopdolu mutlulukla, Hindistan anılarını yaşarım.

Urla Güvendik’te güneş ayaklanınca, bedenimdeki karanlıklar ışır. Rişikeş, Haritwar yanığı tenime bakınca, özlemler ıslanır Delhi yağmurlarıyla. Guru Raghuram, sevgili Nagarathna, Neti kızım, Nipun oğlum ve arkadaşlarımla “Gayatri Mantra” söyleyerek Himalaya kartalıyla Everest’ten Güvendik’e uçarken, Hindistan anılarını yaşıyorum, sessizce ıslanan yüzümde. Ayrılığın hüznü işli olsa da giysimde, beni saran coşkusun, mutluluksun Hindistan.

Yürüdüm…Yürüdüm… Dinlenmedim gezdim.Yorulmadım. Huzur okudum, tüm insanların yüzünden, sıcacık, yumuşacık oldum. Aşramlarda dillenen mantralara karıştı mutluluk haykırışlarım. Bazen acı çeksem de, ayrılık yüzünden, önce vatanım sonra seni çok seviyorum Hindistan… Hindistan…  Hindistan…

Güz koparınca Güvendik’ten, yel ıslık çalar, dağlar uğuldar… Hoşcakal derken; taşlarına dokunur, köpekler “Ferhat ile Şirin”i okşar, çiçeklerini öper, ağaçlarına sarılırım. Kimsesiz yıkık evler ağlar, Aslanlı pınar, inler  kükreyemez, minik bir taş düşerken,”Yok mu kurtaran!” bağırır, cılız sesiyle. Damsız eski köy kahvesindeki suskun şömine bağrı yanıkları arar. Köye, denize, dağ ormanlarına el sallarken içimi üzünç kaplar..Dağılırım..”.

Ganga Ma “(Ganga ana= Ganj) gürülder...Gün açar gözlerimde. Güllü yüreğimde dev özlemler büyürken, Güvendik Anama sımsıkı sarılırım yeniden. 

“Om şanti,, şanti ,şanti hi.”.

“Om, huzur, huzur, huzur.”

“Geçmiş, şimdi ve gelecekte huzur.”

Özlemle Hindistan anılarını yaşarım.

Bitiş Mantırası: 

Hepimiz mutlu olalım.

Hepimiz Hastalıklardan uzak olsun.

Hepimiz uğurlu olan şeyleri görelim. Kimse acı çekmesin.

Om huzur , huzur,    huzur..

 

Açıklamalar: 

Mantra       :Sanskritce, heceler,sözcükler, tümcelerdir. Sesin yaydığı titreşim bir enerjidir.Kişi bir mantranın tekrarıyla bu titreşimden faydalanıp, daha yüksek bir bilince ulaşmayı hedefler.

Ganj nehri        : Mahabharata ii. 85,93,96  Ganj’la ilgili ; Onun ismini tekrar etmek saflık getirir, onun refah verdiğini görmek, onun suyunda yıkanmak ya da suyunu içmek, öncesi ve sonrasıyla ırkımızın yedi neslini korur. Ganj nehri gibi bir hac yeri, Vişnu gibi bir tanrı ve Brahman’lardan daha üstünü yoktur.

Mahabharata:Hint edebiyatı iki büyük destana, Mahabharata ve Ramayana destanına dayanır. Hint geleneğinde Mahabharata ‘da bulunan  her şey başka yerde vardır. Orada olmayan şey ,hiçbir yerde de yoktur.Destanını içinde Hindu ahlakının, Hindu dharmasının ruhu kabul edilen “Bhagavadgita” adlı bölüm bir tür kutsal kitap niteliğindedir.

OM( AUM): Om hecesi yüce Brahmandır ve hiçbir zaman yok edilemez.

Brahman  :Kozmik bilinç

Swami  :Öğrenme ve öğretmek için kendini adamış kişi.

Raghuram  : Hindistan Swami Vivekananda Yoga Üniversitesinin Uluslar arası koordinatörü.Prof..

Nagarathna :Dr.iç hst.uz. Swami Vivekananda Yoga ünt.Yoga terapisti, yazar,

Gayatri Mantra: Ruhu uyandırmak için kullanılan Vedik bir ilahi ;birçok Hint inanışına göre en büyük mantra..Mahamantra.

 

Not: Tüm gezilerde olduğu gibi Pastoral Tur’un yaşattığı doyumsuz Hindistan gezisi için,  Pastoral Tur’un yöneticisi Yeşim Arıkan’a, çalışma arkadaşlarına teşekkürlerimi yinelerim. 

GÜLSEREN ALÇI

Bu konu hakkında henüz yorum yapılmamış

İlk yorumu siz yazın.

Lütfen bekleyiniz...
YUKARI